Çocuklarda iletişim bozukluğu; çocuğun sosyal ortamlarda sözel ya da sözsüz dil becerilerini kullanma konusunda zorluk çekmesi olarak ortaya çıkan durumlardan biridir. Bu durum ilk olarak sosyal etkileşimler sırasında ortaya çıkan sosyal biliş sayesinde olur. Genel olarak çocuğun erken çocukluk dönemi (yaşamın ilk 3 yılı) başlarken, iletişim kurmak için talepleri sınırlı kapasiteyi geçene kadar fark etmek çok zor olabilir. Bu durum ise çocuğun yaşamında biraz sonra gerçekleşir. Yine de bu noktada ne arayacağını bilmek son derece önemlidir.
Sosyal iletişim bozukluğu yaşayan kişiler, sözel ve sözel olmayan iletişim yollarını kullanma konusunda oldukça zorluk çekerler. Öyle ki bu kişiler için basit bir selamlaşma bile son derece zorlayıcı olabilir. Bu durum ne o kişinin kaba olmasından, ne de görgü kurallarını bilmemelerinden kaynaklı değildir. Sebebi henüz tam olarak bilinmese bile, sosyal iletişim bozukluğu yaşayan bireyler dili sosyal alanlarda uygun şekilde kullanmak konusunda zorluk çekerler. 5 yaşına kadar çocuğun belli başlı ölçülerde dil ve konuşma becerisini kazanması gerektiği düşünüldüğü için, bu teşhisin konulabilmesi için genel olarak 5 yaşına kadar beklenir. Ancak bu belirtilerin bazen daha erken dönemlerde ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Teşhis konulabilmesi için her ne kadar okul başlangıç çağlarına gelinmesi gerekse bile, sosyal iletişim bozukluklarının erken çocukluk döneminde kendini göstermesi beklenir.
Anne babalar, çocuğun belli beceri setlerinde diğer çocuklardan ne zamandan beri geri kaldığının farkındadır. Bu noktada herhangi bir fark söz konusu değildir. Aslında çocuklarda iletişim bozukluğunun erken belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Sosyal iletişim bozukluğu; kişilerin diğer insanlarla iletişim kurma konusunda zorluk çekmesine neden olan çok önemli bir sorundur. Bu bozukluk, genel olarak otizm spektrum bozukluğunun bir belirtisi olarak kabul edilse bile, bazı normal insanlarda yaşamı olumsuz etkileyen sosyal iletişim bozukluğu yaşayabilir. Sosyal iletişim bozukluğu, diğer insanlarla sözel ya da sözel olmayan iletişim kurma konusunda zorluk yaşamak anlamına gelir. Bu kişiler genel olarak diğer insanlarla etkileşim kurma konusunda zorluk çeker. Sosyal etkileşim bozukluğu; kişinin ses tonunu, yüz ifadelerini ve diğer sözsüz ipuçlarını anlama konusunda sorun yaşamasına yol açar. Aynı zamanda bu sorunu yaşayan kişiler diğer insanlarla doğru şekilde iletişim kurmak için gereken sosyal becerilere yeterince sahip olamayabilirler. Bu yüzden zaman içerisinde sosyal hayattan uzaklaşma isteği bu kişilerde kaçınılmaz olur.
Sosyal iletişim bozukluğu, çocukların sosyal ortamlarda sözlü ya da sözsüz şekilde iletişim kurarken zorlandığı bir durumdur. Aynı zamanda sosyal iletişim bozukluğu çocuğun masal anlatma, konuşma kurallarını ve sohbet kurallarını anlama ve kullanılan dilin bağlam içerisinde esnekliğinin anlamlandırılmasında güçlük yaşanmasını sağlayabilir. Sosyal iletişim konusunda ortaya çıkan tüm bu güçlükler, çocuğun sosyal ortalarda kabul edilmesini ve okul hayatından daha rahat arkadaş edinmesini zorlaştırır.
Sosyal iletişim bozukluğu belirtileri çoğunlukla otizmle karıştırılır. Ancak otizmde görülen başlıca semptomlar, (tekrar eden hareketler, düzen ve rutinlere bağlı kalma, ismine cevap vermeme ya da göz temasından kaçınma gibi) sosyal iletişim bozukluğunda yer almayan belirtiler olarak sıralanabilir.
Sosyal iletişim bozukluğu ya da iletişim bozukluğu tanısı; sosyal dili kullanma konusunda zorluk yaşama ve pragmatik iletişim olarak da bilinen iletişim becerileri konusunda zayıf kalma durumu olarak karşınıza çıkar. Bu sorun birçok çocuk ve genç sözel olsun ya da olmasın sosyal iletişimde sonradan olan kuralları anlamak ve taklit etmek, sohbet kurallarını anlamak ve kullanıldığı dil içerisinde olduğu duruma ya da karşısındakine göre şekillendirme konusunda sorun yaşanmasına neden olur. Bir çeşit psikolojik sorun ile beraber sosyal iletişim kurma konusunda bu gibi sorunlar çocuğun çevresiyle sağlıklı şekilde iletişim kurmasına, bir başka insanla beraber sosyal ortamlara dâhil olmasına engel olur. Öyle ki bu gibi durumlar çocuğun okul derslerini olumsuz anlamda etkileyebilir.
Sosyal iletişim bozukluğu; çok kısa bir süre önce tekrar tanımlanarak hayatımıza giren psikolojik sorunlardan biri olarak karşınıza çıkar. Bu sorunun tekrar tanımlanmasının en önemli sebebi ise otizm tanısı konulan bazı çocuklarda iletişim yetisinin çok zayıf olmasına rağmen, otizmin başlıca semptomlarını kendinden tam olarak görülmemesidir. Genellik çocukluk sürecinde ortaya çıkan sosyal iletişim bozukluğu, çocuğun hayatı boyunca birçok farklı sorunla karşı karşıya kalmasına neden olur.
Nörogelişimsel bazı sorunlardan kaynaklı ortaya çıktığı düşünülen sosyal iletişim bozukluğu; kişinin iletişim kurma ve sosyal beceri konusunda zorlanması anlamına gelir. Ayrıca iletişim eksikliği olarak da bilinen bu soruna sahip olan çocuklarda ya da kişiler, çok basit bir selam verme konusunda bile zorluk çekerler.
Bu bozukluğun belirtileri genel olarak erken çocukluk döneminde kendini göstermeye başlarken, kişilerin yaşamında akademik, sosyal ve mesleki alanlarda bir takım sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu alanlarda yaşanan çeşitli sorunlar kaygı bozukluklarına ve sosyal ortamlardan dışlanarak ileri düzeyde soyutlanmaya neden olabilir. Girilen çeşitli ortamlarda etkili iletişim biçimlerine ve konunun içeriğine yeterince uyum sağlayamama, bir takım farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca sosyal iletişim bozukluğu yaşayan kişiler konusunda sırasını beklemek gibi sosyal kurallara uyum sağlama konusunda sorun yaşanması ve karşısındaki insanın verdiği farklı mesajları anlamak konusunda zorluk çekme sıklıkla yaşanır. Bu rahatsızlığın neden olduğu belirtiler anlama ve konuşma bozukluğu, zekâ geriliği, bunama ve otizm gibi farklı sağlık sorunlarının belirtileriyle çok benzer özellikler taşıdığı için zaman zaman karıştırılma ihtimali yüksektir. Ancak bu noktada belirtileri ve çocuğu en iyi şekilde analiz ederek, hastalığın yanlış teşhis edilmemesi açısından çok önemli kabul edilir.
Sosyal iletişim bozukluğunun sebebi henüz kesin olarak bilinmese bile, nörogelişimsel sorunların en önemli nedenlerinden biri olarak ifade edilebilir. Bu nedenle iletişim eksikliği yaşayan çocukların mutlaka alanında bir uzmandan destek alması gerekir. Sosyal iletişimi etkili olarak kullanmanın yollarını öğrenmek için destek veren psikolog ve psikiyatri birliği, hastaların yaşam kalitesini en üst seviyeye taşımak ve onları topluma kazandırmak için nitelikli hizmetler verir. Bu gibi durumlarda genel olarak terapi yöntemleri uygulanması gerekirken, bu yöntem ayrıca en etkili çözüm yolu olarak değerlendirmeye alınmalıdır.
Sosyal iletişim bozukluğu, sebebi henüz net şekilde saptanamamakla beraber, aslında kişiden kişiye değişebilen birçok olaya ve duruma dayanır. Özellikle pragmatik bozukluğu yaşayan çocuklar ya da bireylerin aile üyelerinde genel olarak otizm spektrum bozukluğu, öğrenme bozukluğu ve iletişim bozukluğu gibi durumlar görülebilir. Ancak buna rağmen sosyal iletişim bozukluğu sebepleri konusunda kesin bir bulgu söz konusu olmadığından, konuyla alakalı çok daha detaylı bir araştırma yapılması gerekir.
Anne babaların çocukta var olan sosyal iletişim bozukluğunu erken dönemde fark etseler bile, bunun bir uzman tarafından doğru şekilde teşhis edilmesi son derece önemlidir. Bunun için ise genel olarak DSM-5 kullanılır. Bu durum çocuğun sosyal ortamlarda sözlü ya da sözsüz olarak iletişim kurma konusunda zorluk çekip çekmediğini net şekilde ortaya koyar. Bu nedenle anne baba olarak çocukların doğru şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Sosyal iletişim bozukluğu tanısı, genel olarak 5 yaşından itibaren çocuğun bu zamana kadar yeterince konuşma yetisi ve dil becerilerine sahip olması gereken yaş aralığında konulabilir. Sosyal iletişim bozukluklarında yaşanan bir takım eksiklikler, çevresi ile etkili iletişim kurma konusunda, sosyal ilişkilerde, akademik olarak başarıda birlik gerektiren, bireysel olan mesleki performanslarda fonksiyonel olarak kısıtlamalarla sonuçlanır. Bu durumun semptomlarının başlangıcı ise çocuktan çocuğa değişmekle beraber, genellikle erken gelişim döneminde dikkat çekmeye başlar. Söz konusu olan bu semptomların başka bir zihinsel bozukluklarla açıklanması ve genel bir tıbbı ya da nörolojik durumdan ya da kelime yapısı ve gramer alanında yetersizlikten kaynaklandığının düşünülmesi çok doğru değildir. Aynı zamanda çocuklarda iletişim bozukluğunun hiçbir şekilde araştırma yapılmadan direkt olarak otizm spektrum bozukluğu, gelişimsel gecikme ya da herhangi bir zihinsel engellilik durumu ile açıklanması yanlış olacaktır. Dolayısıyla doğru tedavi yöntemini hayata geçirmek için sosyal iletişim bozukluğuna dair doğru teşhis koymak son derece önemlidir.
Başta çocuklarda iletişim bozukluğu olmak üzere birçok konuda doğru teşhis ve tedavi yöntemlerini hayata geçiren Meryem Yerli; özel eğitime kaliteli bir dokunuş yapma konusunda oldukça başarılı olan bir kurumdur. Uzun süredir bu alanda nitelikli hizmetler vererek her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam eden kurumumuz için öncelikli olan çocukların huzur ve güven ortamında etkili özel eğitim programlarına dahil edilmesidir. Bazı çocukların özel durumu göz önünde bulundurularak hayata geçirilen her türlü terapide öncelikli olan çocuğun kendini rahat hissetmesidir. Sizde Meryem Yerli kalitesini yaşamak ve uzun vadede ayrıcalıklı olmak için hemen web sitemizi ziyaret edebilir ve alanında uzman ekibimizle irtibata geçebilirsiniz.