Doğuştan ortaya çıkan birçok rahatsızlık ve hastalık vardır. Bunların kimileri erken fark edilerek tedbir alınırken kimileri de erken fark edilmeyebilir. Bu hastalıkların birçok farklı şekilleri, etkileri ve tedavi yöntemleri vardır. Özellikle fiziksel olmayan hastalıkların tanısı ve tedavisi daha uzun sürmektedir. Disleksi de bu hastalıklardan biridir.
Yaygın olarak konuşma güçlüğü ya da öğrenme güçlüğü olarak da bilinen disleksi, birçok kişide rastlanabilmektedir. Ancak en önemli dönemi çocukluk ve bebeklik dönemidir. Bu dönemde fark edilen disleksi oldukça az seviyeye getirilebilir.
Temel olarak öğrenme güçlüğü olarak adlandırılan disleksi, herhangi bir zeka geriliği gibi bir durumda ortaya çıkmaz. Bireyin zeka seviyesi normal ya da normalin üstünde olan kişilerde, okuma, yazma, konuşma ve dil gibi konularda yeteneğinin düşük olması ve öğrenme ve uygulamada ciddi anlamda zorluk yaşaması durumudur.
Özel bir öğrenme bozukluğu olan disleksi de birey, sesleri tanısa bile bunları öğrenmede, algılamada ya da dışa vurmada zorluk çeker. Genelde ilk ortaya çıkışı okuma bozukluğu olan dislekside bireyin hafızası da zayıftır. Disleksi de net bir tedaviden bahsetmek ne yazık ki mümkün değildir. Erken tanı, doğru müdahale ve duygusal destek yardımı ile büyük ölçüde ortadan kaldırılması da mümkündür.
Disleksi yaygın olarak okuma bozukluğu ile ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden henüz okuma çağına gelmemiş çocuklarda fark etmek zor olabilir. Okumaya başlayan çocuklarda da genellikle öğretmenleri durumu ilk fark eden olur. Ancak daha erken fark etmenizi sağlayacak bazı belirtiler de olabilir.
Örneğin normalden daha geç konuşma, yeni kelimeleri zor ve yavaş öğrenme, harf sırasını karıştırma gibi belirtiler disleksi riski altında olduğunun göstergesidir.
Okula başlayan çocuklarda ise yaşıtlarına göre alt seviyede okuma yazma sorunları, geç öğrenme, harfleri karıştırma, yazarken harflerin yerlerini karıştırma, yeni ve yabancı kelimeleri zor öğrenme gibi belirtiler disleksi olduğunun göstergesidir.
Okul çağındaki çocukların okumayı öğrendiği dönemde, disleksi olan çocuklar çok daha geriden gelir. Bu da çocukların çekingen olması ve özgüvenlerinin kaybedilmesine sebep olur.
Disleksi, herkeste aynı derecede ve aynı alanda olmayabilir. Bu yüzden disleksi 6 ayrı türe ayrılmıştır.
Fonolojik disleksi: kelimelerin seslendirilmesinde sorun yaşanır.
Görsel disleksi: görsel sebeplerden kaynaklanan okuma güçlüğü yaşanır.
Yüzeysel disleksi: sözcüklerin yazılmasında sorun yaşanır.
Travma disleksi: daha büyük çocuklarda travma ya da hastalıklar sonrasında meydana gelir.
Birincil disleksi: zamanla değişmeyen ve yaygın görülen disleksi türüdür.
İkincil disleksi: erken dönemlerde beyinde meydana gelen sorunlardır. İlerleyen yıllarda geçebilir ya da azalabilir.
Disleksi hangi türde olursa olsun çocukların hayatlarını olumsuz etkiler. Bu yüzden sosyal destek alabilmeleri oldukça önemlidir. Bunun için de erken tanının da tedavide büyük rolü vardır.
Disleksi de görülen konuşurken, okurken ya da yazarken harflerin karıştırılması durumu genelde noktalı ve noktasız harflerde yaşanır. I - i, o - ö, u - ü ve s - ş gibi bir noktalı bir noktasız harflerde en yaygın görülür. Aynı zamanda d b p m n gibi harflerin ve d t f v gibi harflerin telaffuzunda zorluk yaşarlar.
Bu durumlarda birbirinin yerinde yazma, okuma ya da konuşma yapılır. Bu da anlaşılmayı güçleştirir, okuma isteğini azaltır. Normalde zeka seviyeleri normal olasına rağmen bunun yaşanması ise öğrenme bozukluğu ile anlatılabilir.
Disleksi olan kişiler, genelde bu harfleri karıştırsa da nadiren de olsa başka harflerde de sorun yaşamaları görülebilir. İleri düzeyde disleksi de ise birçok harf karıştırılır.
Disleksi, en çok okuma çağında kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Ancak öncesinde de belirtileri vardır. Bunda iyi takip eden ve izleyenler fark edebilir. Bebeklik döneminde tek tük seslerin çıkarılmaya başlanmasıyla fark edilebilir. Konuşmanın ve kelimeleri net söylemenin gecikmesi durumunda da ortaya çıkar. Ancak burada önemli olan disleksi riski olup olmadığını fark etmektir.
Geçmişinde ya da ailesinde disleksi bozukluğu olan kişilerin özellikle çocuklarını yakından takip etmeleri gerekir. Bu durumda daha erken teşhis ile tedaviler yapılarak başarı elde edilebilir. Daha ileride yaşlarda oldukça belirgin hale gelen disleksi, erken teşhis durumlarında çok rahatsız edici boyutta olmaz.
Çocuğunda disleksi olduğunu düşünen aileler, bunu anlamak ve tanı için doktora başvurur. Doktorlar, bunun için bir test ya da tahlil yapmazlar. Ancak bazı durumlar göz önüne alındığında disleksi tanısı koymak mümkündür. Çocuğun gelişimi, yaşı, eğitim durumu, aile geçmişi gibi sorunları göz önüne alarak inceler.
Evde çocuğu strese sürükleyecek ve travma yaratacak olayların olup olmadığına bakılır. Bazı testler ile çocuğun okuma ve dil becerilerini kontrol eder. Bu durumlar bazen psikolojik sebeplerle ortaya çıkan ve disleksi olmayan durumlar olabilir. Bunun disleksi olup olmadığı bu tarz kontrollerle bakıldıktan sonra belirlenir.
Disleksi, ne yazık ki ilaçlarla ya da ameliyatla tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Yaşam boyu sürer. Ancak erken farkına vermek, psikolojik ve duygusal destekle bu sorunun birey için daha normal hale ve yaşanabilir boyuta getirilebilir.
Disleksi tedavisinde önce en küçük seslerin öğrenimi ve telaffuzu tekrar edilir. Ardından heceleri yan yana getirmek ve okumak konusunda alıştırmalar yapılır. Okuduğunu anlamak ve akıcı okumak için de hızlı ve yüksek sesle okuma önerilir.
Bunlar son derece etkili olan bilinen tedavi yöntemleridir. Beyin kaynaklı bir sorun olmasından dolayı başka herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Basit alıştırma ve yöntemlerle disleksi hafifletilerek ilerideki yaşamda ciddi sorunlara sebep olmasının önün geçilebilir.
Disleksi yaygın olarak genetik rastlanan bir durumdur. Genlerden taşınan bu hastalıkta anne ve babada görsel olarak sorun olmasa bile gen aktarımı ile çocukta ortaya çıkmış olabilir. Beynin okuma ve dil becerisi ile ilgili olan bölümde rastlanan anormalliklerdir.
Erken doğum, riskli hamilelik geçirme ya da çocuğun travma geçirmesi, ağır bir hastalık atlatması gibi sorunlar da disleksiye sebep olabilir. Disleksi doğuştan olabildiği gibi sonradan olabilir. Ancak %100 tedavisinin olması da mümkün değildir.
Bu çocuklarda aynı zamanda hafıza sorunları, dikkat eksikliği, hiperaktivite durumları gibi dürtüsel davranış bozuklukları da gözlenebilir. Erken yaşta fark edilen disleksi tedavi yöntemleri uygulanarak daha normal seviyeye getirilir.
Ancak zamanında fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen disleksiler ileride ciddi özgüven kayıplarına, öğrenme bozukluklarına ve sosyal hayattan kopmaya sebep olabilir. Bu yüzden mutlaka belirli dönemlerde özellikle dikkat edilmeli ve olası sorunlara karşılık tedbir alınmalıdır.