Otizm doğuştan gelen ve sinir hücreleri arasında kurulan karmaşık bir nöro gelişimsel bağlantı kaynaklı bireyin diğer çocuklara göre farklılık göstermesine neden olan bir hastalıktır. Normal gelişim gösteren çocuklara göre daha fazla ilgi ve alaka gösterilmesi gereken otizmli bireyler için erken tanı ve eğitimin önemi çok büyüktür. Erken tanı konulan otizmli bir çocuğun tedavisi çok daha verimli ve olumlu geri dönüşümlere yol açar.

otizmde-erken-tani-ve-egitimin-onemi.jpg

Her ne kadar farklı tedavi yöntemleri, alternatif şekiller ve yeni buluşlar anne ve babaların umudu olsa bile, otizmli çocukta erken teşhis sonrası en etkili yöntem özel eğitimdir. Bebeklik dönemi söz konusu olduğunda değerlendirmelere bakıldığında, otizmin belirtilerini fark edebilmek için anne ve babaların çocuktaki sosyal belirtileri doğru şekilde analiz etmesi gerekir. Otizm Spektrum bozukluklarında taklit etmeme, göz kontağı kurmama, olağandışı motor belirtileri ya da yüz ifadesinin donuk olması en önemli belirtiler olarak bilinmektedir.

Otizmde Erken Teşhis Neden Çok Önemlidir?

Erken çocukluk dönemi olarak ifade edilen yaşamın ilk 5 yılında beyin gelişimi çok hızlı şekilde ilerler. Bu önemli dönemde gelişimsel özellikleri tam olarak normal gelişim gösteren çocukların öğrenme yetenekleri de doğrudan etki altındadır. Otizmli çocuklarda ise bu sinir hücreleri arasında yer alan bağlantıların sayısı çok daha azdır ve yapısal olarak pek sağlıklı değildir. Bu sağlıksız özellikler taşımasından kaynaklı özellikle de yaşamının ilk 5 yılında çocuğun beyin ve sinir sisteminin sağlıklı gelişim gösterebilmesi için düzenli olarak uyaranlara maruz bırakılması gerekir.

Çocuklarda okul öncesi özel eğitimin okul içinde başarıyı arttırdığını ve sosyal anlamda olumlu etkilerinin olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. Özellikle otizmli çocuklar için çok dikkat edilmesi gereken erken çocukluk döneminde eğitim, özel ihtiyaçları bulunan çocuklar için çok daha değerlidir.

Otizm yaşam boyu süren ve tam anlamıyla iyileşme göstermesi mümkün olmayan bir durum olsa bile, erken çocukluk sürecinde doğru ve yoğun eğitim alındığı takdirde otizmli bireylerde görülen semptomların olumlu yönde belirgin bir değişiklik gösterdiği ve yaklaşık %70’e varan iyileşmelerin mümkün olduğuna dair umut verici araştırmalar mevcuttur. Otizme dair yapılan tüm araştırmalarda semptomlar her ne olursa olsun, vaka için erken tanı ve vakit kaybetmeden özel eğitim almanın olumlu etkileri kanıtlanmış bir gerçektir. Bu aşamada bu çocukların bireysel özelliklerinin yanı sıra yaşadıkları sosyal çevre, aile ve zihinsel becerilerinin önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Otizmde Erken Tanı İçin Belirtiler Nelerdir?

Otizm için erken çocukluk sürecinde çocuk henüz konuşmaya başlamadığı için aileler bu durumu çok geç fark edebilir. Bu durum yaklaşık 3 yaş civarı ailenin dikkatini çekmesine neden olur. Ancak çocuk dikkatli incelendiğinde, öncesinde bazı otizm belirtilerin anlaşılması mümkündür. Bir çocuğun otizmli olduğundan şüphelenmek için aşağıda sıralanan belirtilerden en az 6 tanesini gösteriyor olması gereklidir.  Belirtilerden bazıları ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Çocukta sosyal olarak gülümseme yoktur,
  • Göz temasından kaçındığı görülür.
  • Yaşıtları gibi sürekli iletişim halinde olmaktan ziyade yalnız olmayı tercih ederek insanlarda kaçma eğilimi gösterir ve ilişki kurmaktan kaçınır,
  • Birçok insanın sıklıkla kullandığı mimik ve jestleri kullanmaz,
  • İşaret etmez ve işaret edilen noktaya bakmaz.
  • Hayali ve daha çok sembolik oyunlar oynama isteği vardır,
  • Sürekli olarak aynı rutin hareketleri tekrar etmek ister,
  • Bir nesnenin herhangi bir parçasına takıntı duyabilir,
  • İsmiyle seslenildiğinde çocuk tepki vermez,
  • Aşırı derecede hareketli ya da hareketsiz olabilir,
  • Konuşmada gecikme yaşanır,
  • Çevrede olup biten hiçbir olayla ilgilenmez,
  • Konuşmayı öğrenmiş olsa bile sürekli olarak aynı kelimeleri tekrar etmek ister,
  • İnsanlarla ilişki kurmak yerine daha çok cansız varlıklarla ilgilenmek ister,
  • Ortamın uygun olmayan cümleler kurarak çoğunlukla kalıp gibi konuşmayı tercih eder,
  • Konuşmak onlar için bir iletişim kurma aracı değildir,
  • İlgisiz bir biçimde gülüp kıkırdayabilir,
  • Bazı objelere gereğinden fazla sevgi gösterip bağlanabilir,
  • Bir cismin sadece bir parçasına takıntı gösterebilir,
  • Normal gelişim gösteren çocuklar gibi hayal kurarak oyun oynamak yerine arabaları dizip sürekli tekerlerini çevirmek gibi eylemlere eğilim gösterir,
  • Tekrarlayan hareketlerden hoşlanır ( sürekli öne ve arkaya sallanma, el çırpma, zıplama ya da kanat çırpma hareketi gibi)
  • Sürekli olarak aynı oyunları oynamayı tercih eder,
  • Sosyal bir ortama girdiğinde korkarak tepki gösterebilir,
  • Rutinlerinin bozulmasını hiç istemez ve düzen takıntıları bulunur,
  • Acıya karşı tepkisiz olabilir,
  • Yapılan bir imayı ya da espriyi anlamayabilir,
  • Normal bir öğrenim metoduna karşı tepkisiz kalır,
  • Tehlikelere karşı korkusuz olabilir,
  • Etrafındaki eşyalara ya da kendine zarar verebilir,
  • Genellikle yemek yeme bozukluğu ile karşılaşılabilir,

Erken çocukluk sürecinde bu eğilimin görüldüğü çocuklar için erken teşhis ve sonrasında özel eğitim, çocuğun tamamen içine kapanmasının önüne geçer. Bu sebeple erken tanı koymak çocuğun yaşamı açısından çok önemlidir. Otizm tanısı için çocuk yaşamının ilk üç yılı içerisinde fark edilip gerekli özel eğitim sürecine başlanması, çocukta öz bakım becerilerinin gelişmesi, eğitimine devam etmesinin sağlanması ve toplum içinde yer alabilmesi için gereklidir.

Otizm tanısı ne kadar erken konulabilirse, çocuğun gelişimi için o kadar yararlı olur. 2 yaşında otizmli olduğu anlaşılan bir çocuğun hemen eğitime başlaması, ortalama 2-5 yıl gibi bir süre sürekli ve yoğun olarak eğitim görmesi durumunda akademik becerileri, konuşma becerisi gibi durumlarda yaşıtlarına yakın bir gelişim gösterilmesini sağlar.

Otizm Tedavisi

Otizm tedavisi yavaş ilerleyen ve uzun süreli bir tedavi olduğu aileler tarafından mutlaka bilinmelidir. Otizm yaşam boyu devam eden bir bozukluk olduğundan, tam anlamıyla iyileşme yapılan araştırmaya göre mümkün değildir. Ancak verilen doğru bir özel eğitimle otizmli bireyin aile ve sosyal yaşama uyum sağlaması, toplumla kaynaşabilmesi, okul ortamında yaşıtlarıyla uyum içinde yaşayabilmesi ve yaşamsal diğer faaliyetlerini geliştirilmesi mümkün hale gelebilir. Özellikleri hangi seviyede olursa olsun, otizmli bir çocuk için erken tanı ve hemen eğitim almaya başlanması yapılan en büyük iyilik olacaktır.

Otizmde tedavinin temel amacı bireyin bireysel ve sosyal yeteneklerini olabildiğince geliştirmektir. Bu nedenle davranışsal eğitimler ve özel terapiler mutlaka uygulanmalıdır. Ayrıca uygulanacak tedavi metodunun aileye ve otizmli bireyin otizm tanısı ile uyumlu olmalıdır. Otizm tedavisinde motor yeteneklerinin artırılmasına yönelik terapi yöntemleri, konuşma terapisi, sosyal iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik özel çalışmalar yer alır.

Otizmde ilaç tedavisi eğer dikkat eksikliği, obsesif kompulsif bozukluk, hiperaktivite gibi eşlik eden durumlar söz konusu ise kullanılır. Bunun için öncelikle çocuğunuzu emanet ettiğiniz özel eğitim merkezinin gerekli donanıma sahip olduğundan emin olmanız gerekir. Aksi takdirde özel durumu olan çocuğunuzun yaşamının en önemli yıllarında ona gerekli eğitimi veremez ve sosyal becerilerinin yeterince gelişim göstermemesinden kaynaklı ömür boyu zorluk yaşamasına neden olabilirsiniz.

Bu anlamda Meryem Yerli, başarısını ispat etmeyi başarmış ve özel ihtiyacı olan çocuklarınıza müthiş bir özveri, sevgi ve şefkatle gerekli eğitimleri sunan son derece profesyonel bir özel eğitim merkezidir. Emanet ettiğiniz çocuklara kendi çocuğuymuş gibi davranan ve gelişimi için kişiye ve hastalığa özel eğitim programlarından büyük verim alan Meryem Yerli, nitelikli özel eğitim öğretmenleri ile geleceğimiz olan çocuklar için en iyi hizmeti vermek için durmadan çalışmaya devam ediyor. Meryem Yerli kalitesi, özel eğitim söz konusu olduğunda farkını yansıtıyor.

İletişim Formu