Otizmli bireyler; gün içerisinde yaşadığı rutinlerine karşı aşırı derecede koruyucu yaklaşabilir ya da rutinlerinin bozulması durumunda istenmeyen şekilde öfke nöbetleri geçirebilir. Bu rutinler bazen sınıfa girmeden önce bir sınıfın kapısına dokunma gibi bireyin yaşam kalitesini etkileyen davranışlar olabileceği gibi, bazen de evinden okula giden yoldan başka yola asla girmek istememe gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir. Bu durumda otizmli bireyin hayat kalitesi de ciddi anlamda etkilenir. Dolayısıyla otizmde rutin bağımlılığına müdahale etmek çok önemlidir.
Rutinler ile geçirilen süre ne kadar artarsa, onlara olan bağlılıkta artar ve davranış giderek köklü hale gelir. Hatta bu noktada ülkemizde sürekli olarak aynı mataradan su içen bir çocuğun matarasının kırılması ve aynı matarayı bir daha bulamamalı sonucunda 1,5 ay su tüketmeyip aynı hastaneye kaldırılması sonucunda, matarayı üreten firmanın tekrar aynı matarayı ürettiği bir olay yaşanmıştır.
Otizm¸ bir kişinin dünyayı ne şekilde algıladığını ve başka insanlarla ne şekilde iletişim kurduğunu, etkileşim kurduğunu etkileyen nörolojik ve gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin kesin olarak nedenleri hala araştırılmaya devam eder. Yine de bu durum genel olarak erken çocukluk döneminde ortaya çıkarken, bir kişinin hayatı boyunca devam eder.
Otizmli her birey benzersiz olduğunda, semptomların sunumu da çok büyük ölçüde değişiklik gösterir. Ancak bazı yaygın otizm semptomları şu şekilde sıralanabilir:
Çift tanı; iki eş zamanı durumun var olduğuna işaret ederken, bu durumda otizm ve bağımlılık birlikte seyreder. Bağımlılık, olumsuz olan durumlara karşı zorlayıcı olan madde kullanımı ya da zararlı davranışlara bulunma ile karakterize edilen çok karmaşık bir beyin bozukluğudur. Otizmli bir diğer yandan bağımlılıkla mücadele içerisinde olduğunda, bu daha zorlayıcı ve benzersiz olabilir.
Eş zamanlı otizm ve bağımlılık; her iki durumda birbirinin semptomlarını daha kötü hale getirebileceği ve tedaviyi daha zor hale getirebileceği için çok daha karmaşık hale yol açabilir. Ancak Meryem Yerli desteği ve müdahalelerle rutin bağımlılığının üstesinden gelebilir ve tatmin edici hayatlar yaşayabilirsiniz.
Otizmli bireylerde rutin bağımlılığı konusunda tedavi etmek; birlikte olan ruh sağlığı ve bağımlılık bozukluğu karmaşık yapısından kaynaklı zorlayıcı olabilir. Meryem Yerli, rutin bağımlılığı başarılı bir şekilde tedavi etme konusunda son derece kapsamlı bir deneyime sahiptir. Öyle ki otizm dâhil olmak üzere rutin bağımlılığından mustarip olan kişilere ek destek sağlanabilir.
Tedaviye başlamadan önce, otizm semptomlarını kontrol altına almak için özellikle alanında uzman ekibimizle görüşmeniz önemlidir. Bu durum otizmle ilişki zorlukların yönetilmesi konusunda ilaç, terapi ya da diğer müdahaleleri içerebilir. Otizm semptomlarının çok daha yönetilebilir hale geldiğinde rehabilitasyon sürecinde başlamak mümkündür.
Otizmli bireylerin genel olarak günlük hayatlarının içerisinde belirledikleri bir rutin vardır. Çocuk rutinleri uygulamak isteyebilir ve var olan rutinin bozulmasının rahatsızlık hissetmesine neden olabilir. İstediği durumları yapamadığı zamanları farklı davranış sorunları (kendine zarar verici davranış şekilleri, tekrar eden davranışlar ve öfke nöbetleri) ortaya çıkabilir. Bunun sebebi çocuğun yapmak istediği rutinlerin ya da şeylerin kendisini rahat ve güvende hissetmesini sağlamasıdır. Bunun nedenini ifade edememeleri, otizmli çocukların duygusal anlamda zorlanmalarına ve diğer farklı insanların durumu anlamlandırma konusunda zorlanmalarına neden olur.
Gidilen her ortamda kapıların sürekli olarak çarpılması, evin içerisinde dolaşarak yemek yemesi, hep bir marketten bir şeyler alma isteği, aynı kıyafetleri giymek istemek, başka bir sınıfın kapısına dokunma gibi hayat kalitesini çok etkilemeyen davranışlar olabildiği için evinden okula giden başka bir yola asla girmeme gibi ciddi sorunlara yol açabilir ve bireyin yaşam kalitesini çok ciddi anlamda etkiler.
Bazı psikiyatrik hastalıklar bebeklik ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkma ihtimali dâhilindedir. Genel olarak bu hastalıklara nörogelişimsel bozukluk olarak nitelendirilir. Tekrar eden davranışlar ve rutin bağımlılığı ilk 3 yaş aralığında belli durumlarda otizm spektrum bozukluğunda görülen stereotipi hareketler uygunsuz zamanlarda ortaya çıkması çeşitli kaygı durumlarına karşı artış gösterebilir.
Otizm spektrum bozukluğu bulguları; çocuğun yaş aralığına, eşlik eden fiziksel hastalık olup olmamasına ve çocuğun bilişsel gelişim düzeyine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Sayılan belirtilerin bir tanesinin gözlenmesi durumunda bile bir ergen psikiyatri uzmanına başvurulması son derece önemlidir. Bu noktada otizm spektrum bozukluğu şüphesi olsa bile ileri derece inceleme gerekir. Bu noktada hedeflenen hastalık gidişinin en olumlu etkileyen faktör özel eğitim desteğinin erken başlanmasıdır..
Bebeklik sürecinde başlayan belirtiler, ileri yaşlarda iyiye gitme eğilim gösterebilir ve kişinin sosyal ortamlarda diğer kişilerle daha rahat iletişim kurmasına imkân sunabilir. Bu şekilde hastalığın belirtileri çok daha hafif hissetmeye başlayan otizmli bireyler, normal yaşama yakın bir hayat sürdürebilirler. Bunun yanı sıra bazı bireylerde hastalığın etkileri olgun hale geldikçe daha şiddetlenme eğilimine sahiptir. Bu bireylerin sosyalleşmesi, normal yaşantı sürmesi ve topluma dâhil olması zorlanabilir. Bu durumda yaşam boyunca destek olacak özel bir bakıma ihtiyaç duyabilirler.
Hastalığın ilaçla kesin bir tedavi yöntemi henüz çok net olmasa bile erken tanı hastalığın yarattığı sonuçları hafifletme konusunda yardımcı olur. Tedavi yöntemi olarak uygulanan ilaçlar ve rehabilitasyonlar, başka bir otizmli bireyin çevresinde diğer kişilerin yaşamını kolay hale getirmek ve son tahlilde otizmli bireyin zararlı davranışlarını en aza indirmeyi hedefler.
Otizm tanısı konulan çocukların büyük bir kısmında zekâ geriliği gözlenir. Bununla beraber daha küçük oranda bir bölüm otistik bireyin ileri zekâ kabiliyetine sahip olduğu; müzik, resim ve diğer görsel sanatlar gibi alanlarda üstün becerileri gösterdikleri görülür. Bu yüzden erken tanı ve tedaviye dair uygulamalar otistik bireyin tüm hayatını olumlu yönde etkileyecek çok önemli bir unsur özelliğine sahiptir.
Çocukluk döneminde tanısı konulan bir otizmli birey, arkadaş edinme ve bireysel yeteneklerini geliştirme konusunda son derece zorlanırlar. Bu bağlamda anne ve babaların çocuklarının ilk bebeklik dönemlerinden itibaren dikkatli ve özenli bir biçimde gözlemleri, normalin dışında kalan tüm davranışları objektif bir biçimde değerlendirilebilecek uzman yardımına başvurarak hayat kalitesine dair çok büyük bir önem taşır.
Ayrıca hastalığın tanı konuşma aşamasında çocuğun davranışsal ve sosyal gelişimi gözlenir. Farklı gelişim dönemlerinde normal şartlarda davranışsal tepkilerin yokluğu otizmin varlığından şüphe duyulacak başlangıç noktasını meydana getirir.
Otizm spektrum bozukluğu tedavisinde bireylerin özel gereksinim alanlarına ve özel ihtiyacının düzeyine uygun şekilde bireyselleştirilmiş özel eğitim programlarının uygulanması gerekir. Otizm tanısı konulmadan sonra uzun süreli tedavilerin ve çocuk ergen psikiyatrisi kontrollerinin gerektirdiği bir hastalıklıdır. Tedavinin etkinliği ilk 6 ay içerisinde meyvelerini vermeye başlar.
Otizmli bireyler bu süreç içerisinde çok mutlu gözükseler bile, bir süre sonra yaşanan bu döngü içerisinde çok mutsuz olabilecekleri gözlemlenebilir. Bireyin rutinler ile getirdiği süre daha fazla oldukça, onlara olan bağımlılık artar ve kazanılan davranış da giderek köklenir. Bu süreç içerisinde bireyin sistematik şekilde eğitim içerisinde olması en değerli kazanımlardan biridir. Otizmli bireyin performansta bulunma çeşitliliği artış gösterdikçe, farklı eylem ve ortam çeşitliliğini günlük hayatta yansıdıkça tek bir davranış üzerine odaklanması azalacak ve farklı davranışlar sergilenir. Bireyin tek bir düze yaşantıdan uzaklaşma ve yeni aktivitelere dâhil olması etkili bir uygulama yöntemi olarak karşı çıkar.