Yaygın bir gelişimsel bozukluk olarak karşınıza çıkan otizm spektrum bozukluğu; bireylerin iletişim becerilerinde, dil gelişiminde, sosyal etkileşimde sınırlılık ve sınırlı ilgi alanları gibi belirtilerle yaşıtlarından geri kalmasına neden olur. Otizmli bireylerde bu belirtiler ortak özellikler olarak bilinse bile, gözlemlenen özelliğin derecesi ve bilişsel becerilerdeki performansları bireyler arasından farklılık gösterir. Örneğin; yaygın gelişimsel bozukluk gösteren bir otizmli bireyin sosyal etkileşim becerileri diğerine göre daha iyi olabilir. Bu nedenle aşağıda yer alan farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, buna uygun bir değerlendirme yapmak çok önemlidir.
Otizmli bireyler, seslere karşı farklı tepkiler verebilir. Bazı otizmli bireyler seslere karşı aşırı derecede tepkisel yaklaşırken, bazıları ise seslere vermesi gerekenden az ya da hiç tepki göstermezler. Erken çocukluk döneminde seslere karşı hiç tepki göstermeme, anne babaların işitme konusunda bir sorun yaşayabileceğine dair şüphe uyandırmasına neden olurken, yapılan testlerde işitmelerinde organik bir sorun olmadığı; ancak çevrelerindeki uyaranlara çok açık olmadıkları için seslere karşı duyarsız oldukları düşünülmektedir,
Otizmli çocukların insan yüzüne ve çevresinde bulunan bazı nesnelere bakmak istememelerine karşın; hareket eden, parlak ve dönen nesnelere uzun süre bakmak istedikleri gözlemlenebilir. Bazılarının ise zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları ve hatta karanlık odalarda daha rahat ettikleri görülmektedir,
Bazı otizmli bireyler herhangi biri tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya karşı aşırı derecede ağlama, çığlık atma ya da farklı el kol hareketleriyle aşırı tepki verebilirler. Bazı çocuklar ise tam tersi kucağa alınmaktan ve dokunulmaktan çok hoşlanabilir. Normal gelişim gösteren bir çocuğun acı hissedebileceği bir dokunmadan ya da sarılmadan otizmli bir çocuk haz alabilir. Soğuk ya da sıcağa karşı hiç tepki vermeyen otizmli çocuklar olabildiği gibi, sıcak ve soğuğa karşı aşırı derece tepki verebilen otizmli çocuklar da olabilir. Bazı bireyler ise örgülü olan kıyafetleri giymekten ve kişisel bakım işlemlerinden (yüz yıkama, tırnak kesme, saç kestirme gibi) şiddetle kaçınabilirler. Bazı çocuklar giyecekleri çorap ya da ayakkabıları üzerinde hissetmekten çok fazla rahatsız olabilirler.
Otizmli çocuklar, normal gelişim gösteren bir çocuğun sahip olduğu motor gelişimine sahip olsalar bile, fiziksel görünüş olarak normal olabilen bu çocuklarda motor becerilerin yaşıtlarına göre farklı olabildiği gözlemlenebilir. Fiziksel yapı olarak birçok beceriyi normal zamanda gerçekleştirecek şekilde görünmelerine rağmen, bu bireylerde bazı becerilerin gelişimi geç olabilir. Taklit becerilerinin ve bazı hareketlerin az olması ve çevresinde bulunan her şeye karşı ilgisiz olmaları, daha geç yaşlarda oturma ve yürüme gibi motor gelişim özelliklerine sahip olmalarına neden olabilir.
Otizmli çocukların bilişsel tipik özelliklerinden biri de uyaranların tüm özelliklerine dikkat etme konusunda güçlük olarak nitelendirilen aşırı seçiciliktir. Bu çocuklarda uyaranların bir ya da az sayıda özelliğine dikkat etmeleri, uyaran sayısı artmaya başladıkça bilişsel süreci daha karmaşık hale getirir. Bu durum ise sadece bilişsel süreci değil, sosyal gelişimi de olumsuz anlamda etkiler. Örnek vermek gerekirse; çocuk iletişim kuracağı kişinin yüz ifadesine takılı kalır. Diğer uyaranları kaçırdığında ise mesaj ona anlaması zor ve karmaşık geleceğinden, iletişime girmek daha da zorlaşacaktır. Otistik çocuklarda bilgiyi analiz etme ve işleme becerileri farklı ve karmaşık olduğundan, hafızadaki bilgileri ipucu olmadan getirme konusunda sorunlar ortaya çıkar. Otizmli bireylerin her ne kadar yüksek zihinsel potansiyeli olduğuna dair bir görüş olsa bile, büyük bir çoğunluğunun zihinsel potansiyeli normalin altındadır. Yaygın gelişimsel bozukluk tanısı olan bireylerin yaklaşık olarak %25-33’ünde normal ve daha üst seviyelerde zekâya sahip oldukları görülür. Bu yüzden bu çocuklara uygulanan zekâ testlerinin doğru yorumlanması çok önemlidir. Çünkü otizm tanısı olan bir çocuğun sosyal etkileşim, iletişim alanlarında yaşadığı yetersizlikler zekâ testlerinde sorulan soruları anlamada güçlükler yaşayacağından doğru cevap vermelerine engel olabilir.
Kendini uyaran davranışlar, otizm spektrum bozukluğu olan öğrenciler arasında en yaygın görülen sorunlardan biridir. Öne ve arkaya doğru el sallama, herhangi bir işlevi olmayan tekrar eden davranışlar, elleri sallama/çırpma gibi davranışlar kendini uyarıcı olarak nitelendirilir. Bu davranışlar sosyal öğrenmeyi ve çevre tarafından kabul görmeyi zorlaştırır. Kafa vurma, ısırma gibi kendini uyarıcı davranışlara göre daha az sıklıkla gözlemlenen kendine zarar verici davranışlar ise yine çok ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca otizmli çocukların yaklaşık olarak %10’undan sıra dışı beceriler ve yetenekler gözlemlenebilir.
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda dil gelişimde gecikme görülürken, dili iletişim amacıyla kullanmak ve başkalarıyla etkileşim amacıyla kullanmak konusunda zorluklar yaşanır. Bu sorunu yaşayan çocukların yaklaşık %35’lik kısmı hiç konuşmazken, %50’lik kısmı ise dili işlevsel olarak kullanamaz. Bu grubun %50’si ise farklı düzeylerde sosyal iletişim becerilerine sahip olabilir. Bazı otizmli çocuklarda ise hiç konuşmama olarak nitelendirilen ‘’mutizm’’ görülür.
Konuşma becerisi olan şahıs zamiri kullanma konusunda yaşanan zorluk, alışılmadık ses tonu gibi özellikler ve alıcı dil becerilerine sözcüklerin mecaz anlamlarını, soyut sözcükleri, deyimleri ile dile dayalı yapılan şakaları anlamadaki güçlükler otizm kapsamında çocuklarda görülebilen diğer özellikler olarak sıralanabilir. Bunların yanı sıra çocuğun duyduğu sesi aynı tonda tekrar etmesi olarak tanımlanan ‘’ekolali’’ otizmde sık karşılaşılan konuşma ve iletişim özelliklerinden biridir. Dil kullanımında görülen bu dikkat çeken farklılıkların yanı sıra temel sorunun dilin yapısal boyutunda değil iletişim boyutunda olduğu belirtilir.
Ayrıca yaygın gelişimsel bozukluk gösteren çocuklarda görsel dikkatini diğerleriyle beraber ilgilendiren bir şey üzerine toplama olarak tanımlanan ortak dikkat becerileri son derece sınırlıdır. Akranlarıyla ve diğer yetişkinlerle etkileşim başlatma, sürdürme ve bitirme becerisinde de sınırlılık söz konusudur. Başarılı bir sosyal etkileşim kurmak için diğer insanların duygularını, inançlarını ve düşüncelerini anlayabilmek, diğerlerinin duygu ve düşüncelerinin kendi düşüncelerimizden farklı olabileceğinin farkında olmak çok önemlidir. Zihin kuramı olarak da tanımlanan bu özellikler bireyin, diğer insanların duygu, düşünce, eğilim ve isteklerini anlama becerisi olarak kabul edilir. Yaygın gelişimsel bozukluk gösteren bireylerin sosyal etkileşim açısından önemli olan zihin kuramı becerilerinin gelişiminde de sorun yaşadığı gözlemlenir.
Öncelikle otizmin bir hastalık olmadığını bilmek ve onu bir kişilik özelliği olarak kabul etmek gerekir. Otizm spektrum bozukluğu; bebeklerin dünyaya geldiklerinde var olan ve sonrasında ilk 3 yıl içerisinde kendini göstermeye başlayan, ömür boyu devam eden gelişimsel bir bozukluktur. Bu gelişimsel bozukluk, otizmli bireylerin toplum içerisinde uyum sorunu yaşamasına, okul öncesi ve sonrası iletişim kurmada zorlanmasına ve birbirini tekrar eden davranışlar geliştirilmesine neden olur.
Otizmli çocuklarda bireysel farkındalık, ilk olarak kişinin kendisinin sorumluluk almasıyla başlar. Bu noktada otizm farkındalığını artırmak için önce otizmin ne olduğunu ve otizmli bireylerle nasıl daha iyi iletişim kurulabileceğini öğrenmek için kendinizi eğitmeye başlayabilirsiniz. Bunun sonucunda otizm hakkında çok daha iyi bir anlayışa sahip olma imkanı yakalayabilirsiniz. Sonrasında ise başka insanların da bu farkındalığa erişmek için yol gösterici olabilirsiniz. Otizmli bireylerle zaman geçirmek, onlarla yaşayan kişilerle tanışmak, otizm hakkında detaylı araştırmalar yaparak bilgi sahibi olmak çok önemlidir.
Otizm farkındalığının artması, toplumun bu konuda daha fazla bilinçlenmesini sağlar. Bu konuda her zaman bilgilendirici ve farkındalık artırıcı hizmet anlayışı ile dikkat çeken Meryem Yerli, otizm tedavisinde etkili tedavi ve terapi yöntemlerini hayata geçirir. Bu sayede otizmli bireylerin sosyal iletişim kurma konusunda yaşadığı zorluklar en aza indiğinden, çok daha sağlıklı bireyler olarak hayata kazandırılır. Sizde Meryem Yerli kalitesini deneyimlemek ve çocuk odaklı tedavi seçeneklerini değerlendirerek çocuğunuza bir iyilik yapmak için hemen bizimle iletişim kurabilirsiniz.