Otizmli çocukların öfke nöbetleri ve saldırgan davranış sergilemeleri; genel olarak istedikleri bir şey yapılmadığında, kafalarında kurdukları düzen bozulduğunda, kendilerini baskı altında hissettiklerinde, bazen de sebebini yetişkinlerin anlamadığı zamanlarda ortaya çıkabilir. Bu durumda yaşanan öfke nöbetleri ve saldırganlık, otizmli çocukların çevresinde olup biteni tam anlamamasından kaynaklı yaşadıkları gerilimin bir sonucu olduğuna dair bir inanış vardır. Yaşanan bir gerilimin çocukların ilişkilerini bozması, çevresinde yaşayan insanları ona karşı çaresiz bırakması hatta korkutması da kaçınılmaz olabilir. Ayrıca bu sergilenen öfke, otizmli çocuğun öğrenme yaşantısını olumsuz anlamda etkileyebilir.
Otizm ve öfke nöbetleri arasında çok yakın bir ilişki olduğunu söylemek mümkündür. Ancak bu nöbetlerin neden kaynaklandığını anlamak bazen zor olabilir. Birçok otizmli birey, diğer insanlardan çok daha yoğun duygular hisseder. Bu yüzden tüm duyumlar, duyusal olarak aşırı bir yüklenmeye sebep olabilir. Duyusal aşırı yük durumunun ortaya çıkması, kişinin kendi içine kapanmasına ya da aşırı derecede tepki vermesine neden olabilir. Her iki durumda da otizm öfke nöbetinin üstesinden gelmek son derece zorlayıcı olabilir.
Otizmde öfke nöbetinin altında yatan; bireyin çok fazla bunaldığı ya da aşırı uyarıldığı durumlarda içine kapanması ya da patlamasıdır. Birçok durumda otizmli çocukların öfke nöbeti sırasında eylemlerinin farkında olmadığı söylenebilir. Kendilerine ya da çevresindeki insanlara karşı şiddet eylemlerinde bulunduğunu idrak edemeyebilir. Otizm öfke nöbetlerinde, kimsenin herhangi bir hatasının olmadığının bilinmesinde fayda vardır. Bu sayede anne ve babalar, otizmli çocuklara karşı mümkün olduğu kadar sakin kalabilir ve nöbeti idare etmeye çalışabilir.
Otizm öfke nöbetleri, sıradan bir öfke nöbetinden çok daha farklı seyreder. Sıradan öfke nöbetinde çocuk temelde dikkat çekmeyi hedeflerken, otizmli bireyin öfke nöbeti sırasında kendisinin ya da ne yaptığının farkında olmadığının göz önünde bulundurulması gerekir. Bu bireyler ilgi ya da dikkat çekmeyi umursamadan hareket ederler. Otizm öfke nöbeti sırasında, otizmli bireye istediği şeyi verseniz bile, çocuk çok fazla kontrolden çıktığından dolayı sakinleşmek için atılan bu adım herhangi bir işe yaramayacaktır.
Otizmli çocukların öfke nöbetlerini en az hasarla atlatabilmek için anne ve babaların sosyal iletişim becerileri ve bu konuda bilinçli davranması çok önemlidir. Bunun çocuğun size yaptığı bir kötülük olmadığını, aslında ona olan istenmeyen bir durumdan kaynaklandığını anlamaya çalışmak işe yarayabilir. Mümkün olduğunca çocuğun kendisine ve çevresindekilere zarar vermesinin önüne geçmeye çalışmak da fayda vardır. Öfke nöbeti sırasında çocukla konuşmak, dikkatini farklı bir noktaya çekmeye çalışmak ya da onlarla göz teması kurmaya çalışmak, öfke nöbeti durumunu çok daha kötüye götürecektir.
Otizmli bireylerde fiziksel temas hassasiyeti kişiden kişiye değişiklik gösteren bir durumdur. Bazı otizmli bireyler, fiziksel temas konusunda diğerlerinden çok daha hassas olabilir. Ayrıca bazıları boğulmuş hissettiklerinde derin bir baskı ile başka birinin içten sarılmasına ihtiyaç duyarken, diğerleri dokunulduğunda çok daha kötü bir hale gelebilir.
Otizmli çocuk öfke nöbeti yaşayacak olduğunda, bu durumun önüne geçmek için yapılabilen en basit yöntemlerden biri öfkeyi tetikleyecek olan unsurları bulup bunlardan kaçınmaktır. Çocuk her öğle yemeğinden sonra öfke nöbet geçiriyorsa, o halde öğle yemeği için sakinleştirici bir aktivite rutini düzenlemek işe yarar. Eğer gürültülü ortamlar ve kalabalıklar tetikleyici oluyorsa, ses engelleyici kulaklık kullanmak işe yarayabilir. Çocuğun öfke nöbetlerinin tetikleyicilerden arındırılması ya da onları değiştirmek için her yolu demek gerekebilir.
Çocuğun duyusal olarak bir diyete tabi tutulması da öfke nöbetlerini önlemek konusunda yardımcı olur. Örnek vermek gerekirse; Günde bir kaç kez ağırlıklı yelek ve battaniyeyle uyumak ya da stres topuna vakit ayırmak işe yarayabilir.
Otizmde öfke nöbetinin en aza indirmek için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Otizmli birey öfke nöbeti yaşarken hangi duygu içerisinde olduğunu ve bu duyguyu en gerçek haliyle yansıtması için duyguları öğrenmesi gerekir. Örnek vermek gerektiğinde; çocuk bir balonla oynarken çok mutlu olduysa ‘’ şuan çok mutluyum, bu çok eğlenceli bir oyun’’ demek gerekebilir. Çocuklar duyguları gerçek anlamda fark edildiğinde ve anlaşıldığında, çok daha sakinleşmeye yatkın hale gelebilir. Uygun şartlar sağlandığında, en uygun duygu ifadelerini söyleyerek onu anladığını göstermek işe yarar,
Değiştirilmesi zor ve hatta imkânsız olan davranışları kabul ederek, otizm öfke nöbetlerinin çok daha sakin sonuçlanmasını sağlamak mümkün hale gelebilir,
Bu konuda bir uzmandan destek almak gerekebilir. Ancak anne baba desteğinin, öfke nöbetleaçısından her zaman çok daha önemli olduğunun bilinmesinde fayda vardır.
Otizmli çocukların bazı zamanlarda yaşadığı öfke nöbetleri ve saldırgan davranışlar, kendine zarar vermeye kadar varan olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu sorun genellikle istedikleri bir şey yapılmadığında ortaya çıkar. Otizmde beyin yapısı ve işleyiş şeklini direkt olarak etkileyen bazı sorunlardan kaynaklanan bir bozukluk olduğundan, bu durumun çocuğun yetiştirilme tarzıyla hiçbir alakası yoktur. Ancak yaşanan bu bozukluk, bazı zamanlarda bireyin öfke nöbetleri yaşamasına neden olabilir. Öfke nöbeti yaşandığında, ailelerin çocuğa karşı sergilediği davranış ve tutum çok önemli bir yere sahiptir.
Otizmli bireyler için doğru ve etkili tedavi yöntemlerini hayata geçirmek, bu çocukları sosyal yaşama kazandırmak açısından oldukça önemlidir. Bu sayede otizmli bireylerin iletişim becerileri de geliştirilebilir. Aksi takdirde kendisini doğru şekilde ifade edemeyen ve duygularıyla başa çıkmakta zorlanan otizmli çocuklar sık sık öfke krizi yaşayacaktır.
Erken tanı ve tedavi uygulamaları ile otizmli çocukların terapi almasını sağlamak atılması gereken ilk adımdır. Tercih edilen özel eğitim kurumunun çocuğu doğru şekilde anlaması ve kişisel ihtiyaçlarına uygun tedavi yöntemleri ile onu sosyal hayata hazırlaması gerekir.
Meryem Yerli bu konuda üst düzey kalite standartlarında hizmet anlayışı ile ön plana çıkan, son derece nitelikli bir özel eğitim merkezidir. Uzun yıllardan bu yana özel eğitim alanında verdiği hizmetlerle sektörde iz bırakan çalışmalara imza atan kurumumuz için, her zaman öncelikli olan çocukların mutlu, özgüvenli ve sağlıklı bireyler olarak sosyal hayata kazandırılmasını sağlamaktır. Meryem Yerli’nin alanında uzan personelleri, her çocuğa uygun tedavi ve terapileri büyük bir özveriyle hayata geçirirken, şefkat ve güven ortamı ile çocuğun rahatlamasını sağlar. Bu sayede otizmli çocukların zaman zaman yaşadığı öfke nöbetlerinin büyük ölçüde azaldığını ve çocuğun çevresiyle, aile bireyleriyle ve arkadaşlarıyla daha sağlıklı bir iletişim içerisine girdiğini görebilirsiniz. Sizde çocuğunuz için en güzelini hayal ediyorsanız, Meryem Yerli’nin güven veren sıcaklığını deneyimlemek için web sitemizde yer alan iletişim numaralarını kullanarak hemen bize ulaşabilirsiniz.